Ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonda rahatlama döneminin 2025 yılında görüleceğini iddia etti. Şimşek, yıl sonu enflasyonunun ise yüzde 40 seviyesinde olacağına inandıklarını belirtti. Şimşek, “Enflasyon düşecek, çünkü para, maliye ve gelirler politikaları ona göre tasarlandı, zamana ihtiyacımız var” dedi.
Şimşek, A Haber- A Para ortak yayınında ekonomiye yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Küresel piyasalarda görülen oynaklığın geçici bir panik atağa benzediği yorumunu yapan Şimşek, “Merkez üssü Japonya’dır ama yansımaları global oldu. Tetikleyen faktör ABD’nin yumuşak riski başaramaması riski ve resesyona girme riski; bilindiği gibi şirket değerlemeleri, piyasa değerlemeleri oldukça şişkin durumda. Eğer ekonomide yavaşlama olur şirket karlılıkları bunu destekleyici nitelikte olmazsa tabi ki bir düzeltme beklenebilir” dedi.
Küresel krizin Türkiye’ye etkisi ne olur?
Küresel büyümede olası yavaşlama durumunun Türkiye’ye yansımalarının ne olacağına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, “Küresel büyümede yavaşlama olacaksa bu bir taraftan risk iştahını olumsuz etkiliyor bize de olumsuz etki olur. Ama beraberinde petrol ve emtia fiyatlarında düşüş getiriyor. Buradaki düşüş bizi cari açık ve enflasyon kanalıyla olumlu etkiler. Geçtiğimiz hafta cuma gününe ve düne yani pazartesiye bakarsanız; piyasalar Fed’in çok daha hızlı ve fazla faiz indireceğini öngörmeye başladı. Küresel finansal koşullarında bu gelişmeler ışığında gevşemesi yine Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin lehinedir. Fon akışını etkileyebilir. Biz de çok aşırı yabancı pozisyonu yok. Son 1 yılda önemli kaynak girişi oldu ama geçmişe oranla ve başka ülkelere oranla buradaki konsantrasyon riski düşük” diye konuştu.
Ekonomi yönetiminin uyguladığı politikaların halkı pahalılıktan kurtaracağını savunan Şimşek, rahatlamanın 2025 yılında görüleceğini iddia ederek, “Bu yıl zorlu geçiş yılıydı, çektiğimiz sıkıntıya değecek” ifadelerini kullandı.
Şimşek, özetle şunları söyledi:
Geçen sene eylül ayı başında paylaştığımız reform ve istikrar programı var, bu programın en büyük önceliği milletimizi hayat pahalılığı belasından kurtarmak. Enflasyonu biz çok kötü bir vergi olarak görüyoruz, özellikle sabit gelirliler açısından gelir dağılımını bozan
makroekonomik sorun olarak görüyoruz, bizim programımızın özü dezenflasyon, kalıcı şekilde tek haneye düşürmek.
Geçiş dönemini haziranda bitirdik, haziran itibarıyla da yıllık enflasyon düşmeye başladı, temmuzdaki düşüş oldukça güçlü bir düşüş, bu ağustosta da devam edecek. Enflasyon dozu aynı olmamakla birlikte önümüzdeki aylarda da devam edecek.
“İlk rahatlama 2025 yılında”
Mayısta enflasyon yüzde 75’in biraz üzerinde zirveyi buldu, temmuzda yüzde 62 civarına indi, beklentilere değer veriyoruz ancak performansımız ile hedeflerimiz arasındaki fark azaldıkça, hedeflerimize yakınsadıkça beklentilerin de yakınsama ihtimali yüksek.
Enflasyonu düşürmede çok kararlıyız, milletimizin şu anda karşı karşıya olduğu sıkıntıları gidereceğiz, 2025’te ilk rahatlamayı göreceğiz. 2025 dezenflasyon yılı olacak, dolayısıyla milletimiz sonuçlarını görecek, çektiğimiz sıkıntılara değecek.
“Yılı yüzde 40 ile kapatacağımıza inanıyoruz”
Zorlu geçecek dedik, çünkü dezenflasyon programı kolay değil ve zaman alıyor. Enflasyon düşecek, çünkü para, maliye ve gelirler politikaları ona göre tasarlandı, zamana ve sabra ihtiyacımız var.
TCMB’nin enflasyon hedef patikası var, bir bant var, öngörülebilirlik çok yüksek olmadığı için nokta tahmin yerine aralık tahminde bulunuluyor. 2024 için hedef bandın üst kısmı yüzde 42, şu an itibarıyla enflasyondaki gidişatın öngörülerimizle uyumlu olduğumuzu, yüzde 40 ile yılı kapatacağımıza inanıyoruz.
Ekim’de 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 25’ti bugün yüzde 19 civarında, program çalıştıkça, başarılı oldukça ve sonuç verdikçe kredibilite ve beklentiler iyileşiyor.